Refik Fazıl Epikman (1902-1974) Dr.Özand Gönülal
Refik Fazıl Epikman (1902-1974)
1902 yılında İstanbul’da doğan Refik Epikman 1918 yılında
Sanayi-i Nefise Mektebine girer.1924 yılında girdiği Milli Eğitim Bakanlığı
sınavını kazanarak öğrenimine devam etmek amacıyla Paris’e gider.Paris’te
Julian Akademisi’nde Paul-Albert Laurents atölyesinde çalışır.1928 yılında
öğrenimini tamamlayıp İstanbul’a dönerek Güzel Sanatlar Akademisi’ne öğretmen
olarak atanır.Aynı yıl kurulan Müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliği’nin
kurucu üyeleri arasında yer alır.
15 nisan 1929 yılında kurulan Müstakil Ressamlar ve
Heykeltraşlar Birliği’nin kurucu üyeleri arasında Refik Epikman dışında, Cevat
Dereli, Şeref Abdik, Mahmut Cüda, Nurullah Berk, Hale Asaf, Ali Avni Çelebi,
Zeki Kocamemi gibi ressamlar ile Muhittin Sebati ve Ratip Aşir Acudoğu gibi
heykeltraşlar yeralmaktadır. Müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliği
Türkiye Cumhuriyeti’nin resim alanında kurumsallaşmasının belirgin bir kanıtı
olan, sanatçı birliği olarak kurulmuştur. Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin resim
alanında “Müstakiller” hareketi, Avrupa’da sanat alanında hızla ortaya çıkan
değişimleri Türkiye’ye getirmişlerdir. Bir başka açıdan bakıldığında
Müstakiller hareketinin, Türkiye Cumhuriyeti’nde eser veren sanatçıların ortak
anlayış çerçevesinde bir araya gelerek “grup” kavramının ortaya çıkmasını
sağladığı görülmektedir.
Bu birliğin önemli üyeleri arasında yer alan Epikman 1931
yılında askerlik nedeniyle akademideki göreviden ayrılmıştır.Ressam’ın askerde
olduğu dönemde akademiye egemen olan, Osmanlı Ressamlar Cemiyeti üyelerinin
engellemeleri nedeniyle,1933 yılında askerlik görevinden dönen Epikman, tekrar akademiye
kabul edilmemiştir.
Bunun üzerine Ankara Atatürk Lisesi’nde resim öğretmeni
olarak göreve başlamış, 1939 yılında ise Ankara Gazi Muallim Mektebi ve Terbiye
Enstitüsü, Resim-iş bölümüne atölye hocası olarak atanmıştır.
1966 yılına kadar bu görevde kalan Epikman, emekli olduktan
sonra Halkevlerinde Güzel Sanatlar kolu başkanlığına getirilmiştir. Refik Fazıl
Epikman, resim uygulamalarının dışında çeşitli yayın organlarında yazdığı
yazılar ile, Türkiye Cumhuriyetinin Başkentinde sanat olgusu adına önemli
faaliyetler gerçekleştirmiş ve 36. Devlet Resim Heykel sergisinde şeref ödülüne
layık görüldükten 1 gün sonra 17 Mayıs 1974 tarihinde yaşama veda etmiştir.
Ressam Refik Epikman kişisel sergi açmamıştır. Çalışmalarını
karma sergilerde sergilemiştir. Bunun yanında Birinci Büyük Millet Meclisi
binasının toplantı salonuna açılan odalarına Cumhuriyet’in ilanını konu alan
büyük boyutlu resimler yapmıştır.
Epikmanın çalışmalarını resimsel dil açısından ,dışa vurumcu
konstrüktif - kübist etkili ve soyut eğilimler olmak üzere iki grupta toplamak
mümkündür. Her iki grupta da konu seçiminde çeşitlilik hakimdir.
Epikman yurt dışına çıkmadan önce Akademi’de Çallı’nın
yanında çalışmıştır.Bu süre içerisinde izlenimci akımın etkisi altında
yetişmiştir. Ancak Fransa’daki eğitiminden sonra yurda döndüğünde izlenimcilik
anlayışından tamamen uzaklaşarak konstrüktif bir temelden hareket ederek resim
yapmaya başlamış, süreç içerisinde kübist anlayışın yansımalarını çalışmalarına
dahil etmiştir. Bu dönem resimlerinde kullandığı renk ve ışık, izlenimci resim
anlayışından tamamen farklı özelliklere sahiptir. Bu özellikleri yansıtan en
önemli eseri 1928 yılında yaptığı “Bar” adlı resmidir. Bu resimde komposizyon
içerisinde yer alan figürlerin kübist -kontrüktivist bir anlayışla biçimlendiği
görülmektedir. Komposizyonda etkili olan ışık, loş bir ortamı betimleyecek
niteliktedir.
Komposizyonun merkezinde yer alan dans eden çift, belirgin
bir hareket etkisini yansıtacak şekilde biçimlenmiştir. Bu hareket etkisi,
figürler üstüne düşen parlak ışık ve devinimin gereği biçim bozma çabasıyla
desteklenerek sergilenmiştir.Resmin solunda yer alan kırmızı giysili figür,
komposizyonun temasını oluşturan bar ortamında dans eden çiftlerin çoğulluğunu
vurgulamak adına tamamlayıcı bir unsur olarak kullanılmıştır. Bu figür aynı
zamanda yaşanılan mekanın, resim çerçevesinin sınırlarıyla sınırlı olmadığını
göstermektedir.Ayrıca resim yüzeyinde kullanılan kırmızı ve sarı renklerin
nitelikleri expresif bir tavrın varlığını da göstermektedir.
Türkiye Cumhuriyeti sanat ortamında 1950’lerden itibaren
başlayan soyut eğilimler Refik Fazıl Epikman’ın resimlerinde 1960’lı yıllardan
sonra etkisini göstermeye başlamıştır.
1966 yılında yapmış olduğu “Statik Düzen” adlı eseri soyut
anlayışın egemen olduğu önemli bir örnektir. Bu tarihlerde “Soyut Komposizyon”
adı altında bir kaç resim daha yapmıştır. Bu resimlerinde tuval yüzeyine
dağılan geometrik kuruluşları ve lekesel değerler ile görsel ve duygusal
çağrışımları ortaya koymaktadır.
“Statik Düzen” adlı çalışmasından sonra ki bir tarihte
yapmış olduğu “Vizyon III” adlı çalışmasında komposizyona hakim olan erkek
figürü ile komposizyonda yer alan diğer unsurlar arasında varolan oransızlık,
yeni eğilimin yanısıması olarak karşımıza çıkmaktadır.Bunun yanında soyut
anlayışla yapmış olduğu diğer resimlerinden farklı olarak biçime bağlı
kalmasına rağmen kübist bir tavrın egemen olduğu gözlemlenmektedir.
Refik Epikman, resim çalışmalarının yanında sanat
yazarlığıda yapmıştır. Ar, Ülkü, Güzel Sanatlar Dergisi gibi günün yayın
organlarında sergi eleştirileri, sanat olayları ve sanat akımları ile ilgili
yazılar yazmıştır.Halkevi yayınları arasında çıkan 1944 yılında yazdığı 13-17.
yüzyıllar arası “Klasik Ressamlar” , 1946 yılında yazdığı 17.,18. ve 19. Yüzyıl
Dünya Sanatı adlı kitaplar sanat tarihi araştırmalarının ürünleridir.
Refik Fazıl Epikman, Türkiye Cumhuriyeti’nde sanat olgusu
adına, resim uygulamalarıyla çağdaş anlayışa yönelik olarak izlenen yolda
önemli bir mesafe almıştır. Bunun yanında yaptığı teorik çalışmalarla sanat
olgusunun toplum tarafından tanınması için önemli çabalar sergilemiştir.
KAYNAKÇA
Başkan Seyfi , Tanzimattan Cumhuriyete Türkiyede Resim
Ankara 197
Berk Nurullah-Kaya Özsezgin,Türk Resmi, Ankara 1983
Büyükişleyen Zahit, Türk Resminde Ankaralı Sanatçılar,
Ankara 1991
Giray Kıymet, Cumhuriyetin İlk Ressamları İstanbul 2004
Özsezgin Kaya, Türk Resmi Ankara 1999
Turani Adnan, Türk Resim Sanatı 1984
Yorumlar
Yorum Gönder