Sanat ve Eleştiri Dr.Özand Gönülal
Sanat ve Eleştiri
Eleştiri kelimesi günlük yaşamda genellikle olumsuz
fikirleri ifade etmek için kullanılmaktadır. Ya da olumlu eleştiri, olumsuz
eleştiri olmak üzere ikiye ayrılarak kullanıldığını çoğu zaman görmekteyiz.
Gerçekte eleştiri bir tespittir aslında. Herhangi bir şey hakkında farklı
parametrelerden hareketle bir fikir ortaya koymanın yöntemidir.
Sanata ilişkin değerlerin dogmatik ve skolastik anlayıştan
uzaklaşarak kişiselleşmeye ve özgürleşmeye başlamasıyla paralel olarak eleştiri
kavramı da gelişmeye başlamıştır. Rönesans ile birlikte hümanist felsefenin
egemenliğiyle, insan varlığının değer kazanmasıyla düşüncelerde önemli bir hale
gelmiştir. Bu durum matbaanın icadıyla birlikte belgeselde bir nitelik
kazanarak daha geniş kitlelere ulaşılması sağlanmıştır.
16.yüzyılda İtalya’da yaşamış olan mimar ve ressam Vasari
sanat eleştirisinin temellerini atarak, yaşadığı dönemde yapılmış olan eserler hakkında sergilediği yorumlarla sanat
tarihi alanında önemli katkılarda bulunmuştur. Tarihsel süreç içerisinde bir
çok sanatçı eleştiri adına önemli katkılarda bulunmuşlardır. Ancak sanata
ilişkin eleştiri yapan kişiler, hem sanat olgusu içinde, hem de onunla gerekli
uzaklığı koruyarak objektif bakış açısıyla değerlendirmelerini yapmak
zorundadır.
Modern anlayışta Modern anlayışta eleştirinin kaynağı 17.ve
18.yüzyıllarda sanat akademilerinin kurulmasına dayanmaktadır. Sanata ilişkin
eğitim süreçleri aynı zamanda kendini sorgulamayı da zorunlu hale
getirmektedir. Bu sorgulamanın temelinde eleştirel bakış açısı yer almaktadır.
19.yüzyıldan itibaren sanatın tarihine ilişkin araştırmaların yatması
eleştirinin kurumsallaşmasını da sağlamıştır.
Temel eleştirel yakşalım insanla sanat eseri arasındaki
kaynaşma sürecini kapsamaktadır. Eleştiri sanat eseri ile insan varlığı
arasındaki doğrudan ilişkinin öznel ve nesnel boyutlarında varoluşu sağlar.
Aslında sanat eseri ile insan arasındaki ilişki, sanatçı ve izleyen tarafından
olmak üzere iki yönde gerçekleşmektedir. Bu ilişki yaratma sürecini yaşayan
sanatçı ve ortaya konulan eserle izleyen kişi arasında kurulmaktadır.
Eleştiriye yönelik ilişki her iki yönden de kurulabilir. Ancak yaratma
sürecini yaşayan objektif bakış açısını oluşturmada zorluk yaşar. Subjektif
boyut egemen olduğu için, diğer yaratımlar hakkında eleştiri yaparken de bu
subjektiflikten kurtulamaz. (KİM) Ancak izleyici sanat eseri ile kendisi
arasındaki ilişkiyi yaşanmışlıklarının ona kazandırdığıyla kurmaktadır. Ancak
her ilişki objektif eleştiri için gerekli alt yapıya sahip değildir. Bu durumda
olağan izleyici ile eleştiren izleyici arasında donanımsal profil farklılığı
vardır.
Benedette Croce genel olarak eleştirmen tiplerini üçe
ayırmaktadır. Bunlardan birincisi, sanat eseri karşısında keyfi davranan,
sanatçıya konu vermeye, yol göstermeye kalkışan çoğu kez çağdaş sanattan hoşnut
olmayan, geçmişe ve geleceğe ait olgular peşinde koşan tiptir. İkincisi sanat
eseri karşısında kendine eğitici rol veren, sanata karşı egemen bir havaya
bürünen, sanatın içindeki; güçlü, güçsüz, güzel, çirkin yanları ayıran, ölçüp
biçen tiptir. Üçüncüsü ise, öğretici, yorumlayıcı, halka sanat eserini tanıtan, eseri gidip
görmeye ve okumaya teşvik eden tiptir.
Ancak bunların hiçbirisi gerçek bir eleştirmen değildir.
Eleştiri iyi-kötü, güzel-çirkin ifadelerini barındırmamalıdır. Sadece iyi
yönleri belirterek yapılan bir eleştirinin adı “övgü”, sadece kötü yönlerini
belirtmek için yapılan eleştirinin adı ise “yergi” dir.
Sanat olgusuna ilişkin eleştiri, sanat felsefesi donanımıyla
gerçekleştirilir. Sanat olgusunu tanımadan, onu kavramadan, sanat olgusun temel
felsefesinden habersiz eleştiri yapılamaz.
Sanat nesnesine ilişkin eleştiri, ontolojik çözümlemenin
desteği ile gerçekleştirilebilir. Buna göre bir sanat nesnesinin sahip olduğu
reel ve irreel boyutlar ayrı ayrı ele alınmalıdır. Bunun için dört temel
basamak vardır. Betimleme, Çözümleme,
Yorumlama ve Yargı.
Betimleme ve çözümleme sanat nesnesinin reel boyutuyla, yeni
nesnel özellikleriyle ilişkilidir. Yorumlama, nesnel özelliklerden hareket
irreel boyutu açığa çıkarır. Yargı ise doğrudan eleştirmene ait bir sonuçtur.
Yorumlar
Yorum Gönder