Adnan Turani (1925- 2016) Dr.Özand Gönülal
Adnan Turani (1925- 2016)
Adnan Turani 1925 yılında istanbul’da doğmuş İstanbul
öğretmen okulunu bitirdikten sonra bir yıl öğretmenlik yapmış ve daha sonra
1945 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş bölümüne girmiş ve 1948 yılında
buradan mezun olmuştur.1953 yılına kadar Anadolu’da öğretmenlik yapan Turani,
Milli Eğitim Bakanlığı’nın yurtdışı sınavını kazanarak savaş sonrası yurtdışına
gönderilen ilk öğrenciler arasına girmiştir. Önce Münih Güzel Sanatlar
Akademisi’nde Manfred Henninger ve BAUMEİSTER’in atölyelerinde çalışmış; 1956
yılında Hamburg’a giderek Heinz Trökes’le 1959 yılının ortalarına kadar
çalışmıştır. Daha sonra yurda dönen Adnan Turani, Gazi Eğitim Enstitüsü
Resim-İş bölümüne atölye hocası olarak atanmıştır.
1970 yılında Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat
Tarihi bölümünde öğretim görevlisi olarak göreve başlamış ve Güzel Sanatlar
Enstitüsü koordinatörü olmuştur.1983 yılında Hacettepe Üniversitesi Güzel
Sanatlar Fakültesinin kuruluşunda görev almış ve aynı fakültenin resim bölümü
başkanlığına atanmıştır.
Hacettepe Üniversitesinde “Modern Resim Sanatını Yaratan
Faktörler” konulu teziyle doktor ünvanını alan Turani, ressamlığın yanında
Sanat Tarihi alanında gerçekleştirdiği çalışmalarıyla Türkiye Cumhuriyeti
toplumunun sanat olgusunu tanımasına önemli katkılarda bulunmuştur. “Dünya
Sanat Tarihi”, “Türk Resim Sanatı”, “Sanat Terimleri Sözlüğü”, “Çağdaş Sanat
Felsefesi” gibi çalışmaları sanat alanında önemli kaynaklar olarak yerini
korumaya devam etmektedir.
1986-87 yıllarında Bilkent Üniversitesi’nde Resim Bölümü
Başkanlığı görevini yürüten Prof.Dr.Adnan Turani, 17 Aralık 2016 tarihinde Ankara’da vefat etmiştir.
Avrupa’daki eğitimi sırasında non-figüratif bir anlayışa
yönelen sanatçının üzerinde, Almanya’da devam ettiği atölyelerin etkisi
olmuştur.1970leri başlarına kadar süren soyut dönemi, daha sonraki
deneyimlerini ve araştırmalarını biçimleyici olması bakımından önem
taşımaktadır.Özellikle renk sorunlarının çözümüne ilişkin ilk belirleyici
referansların oluşumunda anayolu çizmiştir.
İlk çalışmalarından olan “Paçavra Kilimden Abstraksiyona”
adlı eseri, kültürel kaynaktan seçilen bir nesnenin sahip olduğu soyut renkli
bir anlayışın resimsel dile aktarılmasının bir örneği olarak
değerlendirilebilir. Ancak bu aktarma sırasında kilim nesnesinin sahip olduğu
dekoratif renk kullanımından uzaklaşıldığı gözlenmektedir.
Adnan Turani’nin; “ resimsel biçimleme ile ilgili mantığın
oluşması alınan resim eğitiminden çok sonra gelişmektedir”; sözleri onun yaratı
süreci içerisinde ki değişiminin bir ifadesi olarak ta değerlendirilebilir.
Çünkü yurda döndükten sonra lirik soyut bir anlayış temelinde Kaligrafik bir
anlatıma yönelmesi bunun kanıtıdır.
Yoğun denemeler gerçekleştiren Turani’nin çalışmalarında
zaman zaman bir defada çizilmiş kompozisyonel desenlere rastlanmaktadır. Bu
çalışmalarında mümkün olduğunca az renk kullanarak güçlü bir anlatıma ulaştığı
görülmektedir.
Resimlerinde güçlü bir yapıya sahiptir. Özellikle “Keman
Çalan Kadın” resimlerinde sergilenen desen bu kıonudaki ustalığını belirgin
olarak ortaya koymaktadır. Keman çalan kadın resimlerine baktığımızda figüratif
bir deformasyon olmasına karşın, izleyen kişi açısından bir rahatsızlık
yaratmamaktadır. Daha doğrusu var olan deformasyon hissedilmemektedir.Turani,
bu durumu şöyle açıklamaktadır;‘‘İnsanın anlayış boyutları değişmektedir,
figüre ilişkin kurgusal mantık içerisinde oranlar, figürü yapan kişi, (ressam)
tarafından öylesine kurgulanır ki bu izleyicinin dikkatini çekmez onu rahatsız
etmez.’’ Bunun için resim olgusunun temelinde varolan kurgusal mantığın,
sanatsal yaratmada önemli bir faktör olduğunun kavranması gerekmektedir. Keman
çalan kadın figürlerinin sahip olduğu hareket keman çalan bir insanın sahip
olduğu hareketlerin başarılı bir gözlemi olarak ortaya çıkmaktadır. Bu
başarının altında belki de, Turani’nin gençlik yıllarında keman çalmış olması
yatmaktadır.
Turani’nin çalışmaları arasında yer alan doğa ya ilişkin
görüntülerde (peyzaj) ön plana çıkan renkçi anlayış, konunun doğayla
ilişkisinin kesilmesini ve tamamen soyut bir boyuta geçmesini sağlamaktadır.
Ancak kaligrafik yaklaşımdan hiç bir zaman uzaklaşmamıştır. Turani’ye göre
kaligrafi ‘‘ İnsanın kendi iradesinin biçimlenmesidir, ressamın resimde imza
ile özdeş tavrıdır, böylece ressam kendi karakterini sergilemektedir.’’
Turani’nin son dönem yapıtları, onun 60 yıllık resim
serüveniyle ilgili en önemli ipucunu bize veriyor. O da sanatçının araştırmacı
yönünü, gözler önüne sermesi. "Resim bir boya olayıdır" diyen
Turani’nin o kadar yıldan sonra bugün vardığı nokta gerçekten ilginç. Turani,
yaratma sürecini; "benim resmime dayanan çabam, her seferinde ayrı bir
maceraya atılarak bu düşünsel eylem savaşında hiç olmazsa arada bir olumlu
sonuç alma niyetine dayanır. Ben çevremde yeni biçimlemelere gidiyorum. Bu
nedenle benim resmim, doğa etkisini soyut bir dilde yeniden inşa etmektir.
Böylece doğa biçimini değil, doğa etkisinin biçimini konu ediyorum. Bu etki
biçimini arama her defasında, beni yeni biçimleme, biçim - motif sentezine
sürüklüyor. Bu işlem, bir biçim transformasyonu değil, etki biçimi
araştırmasıdır"sözleriyle tanımlamaktadır
Turani’nin etki biçim araştırmalarında renkler izleyiciyi
önemli bir araştırmanın içine sürüklemektedir anacak bu durum izleyici
tarafından farkedilmemektedir. Böylece izleyicinin ciddi, bilimsel araştırmanın
o katı , ahenksiz ortamıyla ilgisi kalmaz ve eğlenceli bir ortamda, rengârenk,
devingen süreç içerisine girer. Turani’nin "şımarık, boyalı yüzleri,
çocuksu tavırları, beni etkileyen her şey" diyerek içeriğini anlattığı
kompozisyonlarının kimileri çiğ sarı ya da acı kırmızı, kimileri vahşi siyah.
Çünkü Turani’ye göre resim, boya ile konuşmaktır.
Adnan Turani; ressamlığının yanı sıra “sanat bilimi”
açısından verdiği eserler ve hocalığı sayesinde yetiştirdiği öğrencilerle
kattığı değerler ile Türkiye Cumhuriyeti’ nde sanat alanında itici bir güç
olarak varlığını sürdürmektedir.
Kaynakça
Berk Nurullah -Kaya Özsezgin ,Cumhuriyet Dönemi Türk Resmi,
Ankara 1983”
Dal, Esin “Türk Resminde Kaligrafik Eğilimler”,
Türkiye''''''''de Sanat, Kasım/Aralık 1991, S.1,s.33
Özsezgin Kaya, Türk Resmi, Ankara 1998
Turani Adnan, Batı Anlayışına Dönük Türk Resim Sanatı,
Ankara 1984
Yorumlar
Yorum Gönder