Yaratma Dr.Özand Gönülal
Yaratma
Yaratma, genelde insanın nesne ile gerçekleştirdiği ilişki
sonrasında kendi tinsel varlığını nesneye katması demektir. Bu nesneler doğaya
ilişkin nesnelerdir. Bu davranış biçiminin kökenini iki şekilde görebiliriz. Ya
doğada bulduğu hazır nesneleri bir araya getirerek farklı bir amaçla kullanılan
bir alete dönüştürür ya da yerleşik yaşama geçtikten sonra artı ürün,artı
zaman,artı enerji bileşkesinden sonra gereklilik dolayısıyla ürettiği nesneye
kendisini dahil etmesidir. Bu kökenlerden yola çıkan süreç çağdaş dönemde
tasarım ve yaratma olarak ayrımlanmaktadır.
Bu fark ediş Platon ve Aristo’da kendini göstermektedir. İyi
yapılabilirliğin karşılığı ile sanata ilişkin yaratma süreçlerini birbirinden
ayırarak sanat felsefesine ilişkin düşünce sistemlerinin temelini atmışladır.
Ancak günümüzde özellikle “sanat” kelimenin kullanımında hoyratça yaklaşımları
görmemiz mümkündür. Bugün iyi yapılabilirliğin karşılığı sanat olarak
nitelendirilmektedir. Bu yüzden yapılmış olan her resim, her heykel v.b sanat
eseri gibi algılanmaktadır. Bu konuda önemli düşünceleri olan Rollo May,
“Yaratma Cesareti” adlı kitabında yaratma, yaratıcılık ve bunlara etkie den
faktörler hakkında ayrıntılı bilgiler vermektedir. May’e göre yaratma; hiç
beklenmedik bir anda ortaya çıkmaktadır. Yaratıcılık büyük bir yoğunlaşma ve
bilinç durumunda gerçekleşmektedir.
Yaratma için karşılaşma ve farkındalık olmak üzere iki temel
unsur gerekmektedir. Bu karşılaşma ve farkındalık, yüksek benlik boyutunda
yoğrularak, yetenek aracılığı ile nesnel süreçlere aktarılarak sanat nesnesine
dönüşmektedir. Karşılaşma sanata ilişkin yaratma sürecine giren insan için en
temel gerekliliktir. Çünkü karşılaşma aynız amanda yaratma eylemini tetikleyen
bir unsurdur. Olağan süreçlerdeki yaşamı sürdüren insanlar gün içerisinde bir
çok şeyle karşılaşırlar. Bunlar doğaya ilişkin nesneler dışında, çeşitli
olaylar ve çeşitli duygulanımlardır. Karşılaşma sonrasında yaşanan fark ediş,
içsel bir dürtü ile yaratma sürecine doğru sürükler. Bu yaratma sürecinde
karşılaşılan her bir sorunu çözmek için harcanan çaba yeni bir sorunun ortaya
çıkması ve onunda çözümü için çaba sarf edilmesine neden olur. Bu devingen bir
süreçtir. Bu süreç sonunda, başında tasarlanandan çok farklı bir noktaya
ulaşılabilir. Karşılaşma sonrasında girilen yaratma süreci aynı zamanda
farkındalığın ifadesidir. Bu fark ediş, insan varlığının doğa ile ilişkisinin
sorgusunun ve doğa içindeki insanın yerinin ifadesidir aynı zamanda.
Rollo May, sanata ilişkin yaratma sürecine giren insanları
kendi iç imgeleri ve hülyalarına dalmış, yumuşak huylu insanlar olarak
betimler. Fakat toplumun baskısı onları birer başkaldıran bireyler haline
dönüştürür. Çünkü onlar insanoğlunun kafa tutma gücünü taşımaktadırlar.
Yukarıda sözünü ettiğimiz farkındalık özelliği onları, gündelik, duygusuz ve
olağanın dışında sürekli yeni dünyalara sürükler.
Karşılaşma kavramı yetenek ile yaratıcılık arasındaki farkı
da belirginleştirmektedir. Yetenek insan varlığında iyi yapabilirliğin
karşılığı olarak bulunan, organik temelli bir özelliğidir. Yaratıcılık ise,
karşılaşma sonrasında yaşanan yoğun bir farkındalık ve bilinç artışıdır.
Yorumlar
Yorum Gönder